reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Gazete Sağlık Personeli PersonelSaglik.NET

19 Aralık 2016 Pazartesi

Sinüzit için mucize ikili ile doğal tedavi!

Sinüzit; kemiklerin içindeki hava dolu alanlardır. Bunlar burnun yanında ve kafatası içinde olurlar. Mukus üreten hücrelerle biraradadırlar. Böylece nefes alırken bölge nemli tutulmuş olur. Bakteriyel veya viral enfeksiyon geçirdiğinizde, bu yumuşak doku şişer ve sinüzit adı verilen durum oluşur. Buna ek olarak, ciddi baş ağrıları ve burun ile yukarısından gelen derin bir baskı hissedilir.

Sonuç olarak, mukusun düzeni değişir ve hacmen artar. Bu durumda sarımsı veya yeşilimsi bir renk görebilirsiniz.Soğuk algınlığı veya çevreden gelen polenlere verilen reaksiyonla gerçekleştiğinde sinüzit geçicidir. Ama bazı insanlar neredeyse 10 ila 12 hafta arası sürebilen kronik sinüzit çeker. Her iki durumda da, sinüzitin belirtilerini kontrol altına almak ve rahatlatmak için kullanabileceğiz bazı doğal tedaviler vardır.

Bugünün makalesinde sizlerle sadece bahsettiğimiz iki harika malzeme ile hazırlayabileceğiniz çok ilginç bir çözümden bahsedeceğiz.

Bunu öğrenmeye ve uygulamaya hazır mısınız?

Bu iki malzemeyi karıştırarak sinüziti rahatlatın Bu sinüzit tedavisi zencefil kökü ve organik elma sirkesini karıştırarak uygulanır.Her iki ürün de iltihap karşıtı ve antioksidan özellikleriyle bilinir. Bunlar bir çok durumda büyük destekçidir. Sinüzite gelirsek, bu basit karışımla viral veya bakteriyel enfeksiyonlardan ve iltihaptan kaynaklı aşırı mukus üretimini kontrol altına alabilirsiniz.

Zencefilin faydaları

Zencefil içeriğinde aktif gingerol maddesi vardır. Bu kök yüzlerce yıldır sindirim ve solunum yolları hastalıkları tedavisinde kullanılır.

İçeriğindeki yüksek miktarda antioksidanlar, vitaminler ve mineraller vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir ve sinüslerin zayıf dokularında gerçekleşen şişkinliği almaya yardımcı olur.

Zencefil alerjik reaksiyonları azaltır ve mantar oluşmasını, büyümesini önleyerek antifungal özellikler de taşır.

Aromatik özellikleri burnu mukustan temizlemeye ve sinüzit ile gelen ağrıyı azaltmaya yardımcı olur. 

Organik elma sirkesinin faydaları

Organik elma sirkesi çok miktarda vitamin, mineral, amino asit ve sinüzit tedavisine yardımcı olacak diğer maddeleri içerir.

Vücudun korunma mekanizmasını güçlendirir ve alerji, soğuk algınlığı, grip ve sinüslerle bağlantılı diğer solunum problemlerinin risklerini azaltır. 

Bol miktarda potasyum içerir. Bu mineral aşırı mukus üretimini ve baskıyı azaltır.

Organik elma sirkesinin antiseptik özellikleri enfeksiyonla savaşır ve mukusu temizleyerek burundan atılmasına yardımcı olur.

Organik elma sirkesi ve zencefil ile sinüziti nasıl rahatlatabilirsiniz?

Artık bu malzemelerin özelliklerini, içeriklerini ve faydalarını bildiğinize göre, ikinci adım sinüziti gidermek için ev yapımı karışımımızı hazırlamak olacak. Unutmayın. 100% organik elma sirkesi kullanmanız çok önemlidir, çünkü rafine elma sirkeleri aynı şifalı özellikleri taşımaz. 

Malzemeler;

1 büyük parça zencefil kökü

1 bardak organik elma sirkesi (250 ml)

Hazırlanışı;

Zencefil kökünü rendeleyin ve organik elma sirkesi ile cam bir kavanoza koyup ağzını kapatın. Bu karışımı serin, karanlık bir yerde 10 gün bekletin.  Bu süre içinde iyice karışmasını sağlamak için düzenli olarak çalkalayın.

Kullanılışı;

Sinüziti gidermek için bu uygulamayı günde iki kez, 5 dakika boyunca solumanız gerekli. Geceleri bir bezi bu karışımla ıslatın ve bir saat boyunca boynunuza koyun. Bu prosedürü 5 gün boyunca uygulayın. Bu şekilde en iyi sonuçları alabilirsiniz. Eğer bu 5 gün ardından durumunuz değişmiyor veya iyileşme göstermiyorsa, diğer çözümler için doktorunuza başvurun.

Bir diğer alternatif…

Sinüzit tedavisi için zencefilin özelliklerin yararlanabileceğiniz bir diğer yöntem de zencefil çayının buharını solumaktır. İşte şimdi buğunun aynısını zencefille yapacağız.

Malzemeler;

5 yemek kaşığı taze rendelenmiş zencefil (50 g)

1 litre su

Hazırlanışı ve Uygulanışı;

Taze zencefili rendeleyin ve bir litre suda ısıtın. 3 dakika kaynamasına izin ve ateşten alın. Başınızı kabın üstüne getirin ve bir havluyla kapatın. Buharı 5 dakika boyunca soluyun. Bunu her gece yatağa girmeden önce tekrarlayın. Buradaki tarifler sinüzitin yol açtığı diğer durumların belirtilerini gidermek için de kullanılabilecek harika takviyelerdir. Bu uygulamaları deneyin ve sinüziti bir kaç günde azaltın ve rahatlatın.

7 Aralık 2016 Çarşamba

KYK, MEB ve Diyanet yurt sorununu acilen çözmeli!

KAYA: “YANARAK ÖLMEYİ GENÇLER İSTEMEDİ”

Bazı STK ve medya kurumlarının Adana’daki elim yangın hadisesini reyting malzemesi haline getirdiğine dikkat çeken Eğitim Bir-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı İlyas Kaya, şunları söyledi: “Bu yanlıştır. Ders almak yerine çözüm üretelim, sorunları sulandırmayalım. Yeni FETÖ’lerin oluşmasına izin verilmemeli. Bu gün yeraltına gizlenmiş, dinimizi paravan haline getirmiş, tüm örgütler en az FETÖ kadar zararlıdır. Bunun önüne geçmek için devletimizin Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kredi Yurtlar Kurumu koordine olarak derhal yurt sorununu çözecek eylem planı hazırlamalıdır.”

DİYANET LİSTESİNDE YURTLARI ÜST SIRADA OLMALI

Kaya, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Yalnız Bursa’da değil tüm ülkede Türkiye Diyanet Vakfı Yurtları yaygınlaştırılmalı, imkânları iyileştirilmelidir. Türkiye Diyanet Vakfımızın Görükle Kampusunun yanı başındaki yurdu yıkarak uzakta yurt yapması Diyanet’e güvenerek üniversite seçimi yapanları zor durumda bırakıyor. Artık Diyanet Vakfının yurdunda kalan öğrencilerimiz derse gitmek için en az 50 dk harcıyor ve 2 vesait kullanması gerekiyor. Acilen daha yakın yerlere yurt yapması için vakfımıza çağrı yapıyorum.”

ÖĞRENCİLERİN SORUNLARI HEPİMİZİ İLGİLENDİRMELİ

Bursa’da yaşayan öğrencilerin yurt sorununa dikkat çeken Kaya, “Görükle Kampüsünde yakınında Kredi Yurtlar Kurumuna ait yurtlarda toplam 1767 erkek ve 2623 kız barınıyor. 50 bini aşkın öğrencinin olduğu yerde bu kapasiteler sembolik olmaktan öteye geçmiyor.  Ayrıca KYK’nın bazı yerleşkeleri üniversitelerin yerleşkelerine çok uzak yerlerde. Bu konuda Kredi Yurtların işini kolaylaştıracak protokoller devreye alınmalıdır. Yurtlarımıza arazi tahsisi ile ihtiyaçlar net olarak verilmeli, mali kaynak sağlanmalıdır.” dedi.

ÖZEL YURTLAR ÖĞRENCİYİ REHİN ALIYOR

Yalan yanlış taahhütlerde bulunan yurt yetkililerine inanıp kayıt yaptıran öğrencilerin aslında durumun çok farklı olduğunu anladıklarında geç kalmış olduklarını anlatan Kaya, yaşanan sıkıntıları şöyle özetledi:  “Yurtta çamaşır makinası aylarca arızalı olabilir, duvarlar rutubetten kabarabilir, sıcak suyu kesilebilir, interneti çok yavaş olabilir, yemekler az ve özensiz hazırlanabilir. Bunların biri veya hepsi birden olsa bile öğrencinin yurttan hemen ayrılması mümkün değil. Çünkü 1 senelik sözleşme tamamen öğrenci aleyhine maddeler içeriyor.”

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİNE BAĞLI YURTLAR DÖKÜLÜYOR

Uludağ Üniversitesinin Görükle kampüsünde 180 erkek, 256 kız öğrenci kapasiteli yurtların 10 binlerce öğrenci için birer metruk bina hükmünde olduğunu vurgulayan Kaya şu açıklamalarda bulundu: “Uludağ Üniversitesi yeni dönemle birlikte çağın gereklerini karşılayacak yurtlar yapılacağı sözünü vermişti. Bununla ilgili bir gelişme yok. Eskiden Kredi Yurtlar Kurumu’nun yurtlarından öğrenciler üniversite yurtlarına geçmeye çalışırken bu gün durum tam tersidir. Bu durumu tersine çevirmek için ya yurtlar Kredi Yurtlar Kurumuna devredilmeli ya da yenileri yapılarak personeli yenilenmelidir.

Öğrencilerimizin Uludağ Üniversitesi uhdesindeki yurtlara olan ilgisinin azalması, başarılı öğrencilere vaat edilen yurt sözünün nasıl boş olduğunu gösteriyor. Tadilat yapılacak, yenisi yapılacak söylentileri üretmeyi bırakarak icraat noktasında harekete geçme vakti gelmiştir.

Yaklaşık 80 bini bulan yükseköğrenim öğrencisinin olduğu Bursa’da KYK, Uludağ Üniversitesi ve Türkiye diyanet Vakfının yurt kapasitesi 8 bini bulmuyor. 2016 yılı içerisinde defalarca kamuoyuna ve yetkililere yurt sorunlarını ilettik. Basın açıklamaları yaptık. Biz açıklama yaptıkça halledeceğiz, proje yapacağız denilip duruldu. Yurtlarımız görevi dahilinde olup da hiçbir şey yapmayanlardan hesap soracak ve konunun ısrarla takipçisi olacağız.”

 

19 Kasım 2016 Cumartesi

2016 KPSS Ortaöğretim Sınava Giriş Belgesi Yayınlandı

Memur olmak isteyen onbinlerce insanın hayali olan KPSS ortaöğretim sınavı geldi çattı.Daha önce 23 Ekim 2016 tarihinde yapılması planlanan sonrasında tarihi değiştirilerek 20 Kasım 2016 tarihine ertelenmişti.Her ne kadar memur adayları için önemli sınav olsada kamu'da yaşanan ihraçlar sonrasında daha çok önem taşır duruma gelen KPSS sınavı onbinlerce kişinin memur olmak için umut kapısı haline geldi.Maliye bakanı Naci Ağbal'ın açıklamalarınında sınavın önemini katladığı belirtilmektedir.

Darbe girişiminin ardından görevden uzaklaştırılan veya açığa alınan personel sayısı 70 bini geçerken bir yandan da yeni alımlar hız kazandı.Maliye Bakanı Naci Ağbal ihraçlar sonrası kamu'ya alınacak personel sayısı hakkında açıklamayı yaptı.

2017'de Ne Kadar Memur Alınacak ?

Ağbal, 2017'de kamuya farklı kanal ve sektörlerden 60 binin üzerinde personel alımı gerçekleştirileceğini de açıkladı.

KPSS Ortaöğretim Sınavı Ne Zaman ?

ÖSYM'den yapılan resmi açıklamaya göre 2016 KPSS Ortaöğretim ve Lise sınavı 20 Kasım'da yapılacak. Adayın girdiği sınava dair sonuçlar, posta ile eve gönderilmeyecek. Sonuç internet sitesinden yayınlanacak.

KPSS Sınav Giriş Yerleri Belli Oldu

DUYURU(10 Kasım 2016)

2016-KPSS Ortaöğretim: Sınava Giriş Belgelerinin Edinilmesi

20 Kasım 2016 tarihinde saat 10:00’da uygulanacak olan Kamu Personel Seçme Sınavına (2016 KPSS-Ortaöğretim) başvuran adayların, sınava girecekleri bina/salonlara atanma işlemi tamamlanmıştır. Adaylar, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren Sınava Giriş Belgesini, T.C. Kimlik Numaraları ve aday şifreleri ile ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr  internet adresinden edineceklerdir. 

Adaylara saygıyla duyurulur.

ÖSYM BAŞKANLIĞI

23 Ekim 2016 Pazar

Kadın hakim Suzan Polat itirafçı oldu: 20 subayı deşifre etti

Darbe girişiminde FETÖ’cü subayların Kara Harp Okulu’ndaki eylemlerini organize eden dönemin Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay İlhami Polat’ın hâkim eşi Suzan Polat, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp serbest kaldı. Deşifre olmamış 20 subayı deşifre eden Polat, 2014’ün mart ayında Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan gizli güvenlik toplantısının ses kayıtlarının yayınlanmasını engellemek amacıyla Youtube’a getirilen yayın yasağını, Cemaatçi olan bir hâkim akrabasının tavsiyesi üzerine kaldırdığını söyledi. HSYK tarafından meslekten ihraç edilen Polat’ın ifadesi şöyle:

EŞİMLE ‘ABLA’ TANIŞTIRDI

Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra eşim İlhami Polat ile tanıştım. Tanışmamı Cemaat ‘abla’sı olan ve Amerika’da olduğunu bildiğim Emine A. sağladı. Emine A.’nın eşi Ertuğrul A.’nın da eşim ve Kurmay Albay Ahmet Zeki’nin ‘abi’si olduğunu eşimle evlendikten sonra öğrenmiştim.

CEMAAT’TEN BAHSETMEDİ

Askerlerin ve üstlerinin olduğu toplantılarda eşim Alkol alırdı. Ancak normal hayatında alkolden uzaktı. Eşim o zamanlar Ağrı Doğubayazıt’ta üsteğmen rütbesindeydi. Cemaat’le ilgili bana hiçbir şeyden bahsetmiyordu. Normal Türk askeri gibiydi.

AYDA BİR ABİLERE GİDERDİ

Tekirdağ Çerkezköy’de çalışmaya başladık, kendisi kurmay yüzbaşıydı. İlhami, “Abi” dedikleri veÇorlu’da bulunan kişilere gidip geldiğini bana söyledi. Ayda bir kez görüşmeye gidiyor, telefonunu kapatıyordu.

‘DAHİL OLMAK İSTİYORSAN’

Eşimin daha sonra Genelkurmay Başkanlığı’na tayini çıktı. Yargıtay Tetkik Hâkimliği’ne geçtim. Burada çalışırken Cemaatçi olduğunu bildiğim mesai arkadaşım Fatma Betül Ö. beni yemeğe davet etti. Fatma, 4 kardeşti ve eşi de hâkimdi. Bana “Eğer bizim yargıdaki Cemaat’e dahil olmak istiyorsan, maaşının belirli bir oranını bize vermem gerekiyor” dedi. Kabul etmedim. Fatma bir daha beni toplantılara çağırmadı.

TELKİNDE BULUNDULAR

Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada (Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan gizli güvenlik toplantısının ses kayıtlarının sızdırılması soruşturması) dosya istemeden evrak üzerinden, neden karar verdiğim sorulmuştu. Bu konuyla ilgili mahkememizin verdiği Youtube’un kapatılması kararına itiraz edilmişti. İtiraz üzerine konuşma içeriklerini bildiğim için dosyayı sehven istemedim, bu usul eksikliği olabilir, ancak ne şekilde karar vermem konusunda araştırma yaptım. Cemaatçi olarak bildiğim, aynı zamanda eniştem olan Hâkim Fatih Özaydın, Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nde tetkik hâkimidir. Bu karardan bir gün önce Fatih, telefonla beni aradı. Beni adliyenin karşısındaki lokantaya çağırdı. Bana orada bu konuda AnayasaMahkemesi’nin emsal kararı olduğunu, bu karar doğrultusunda karar vermem gerektiğini söyledi. Kendisi Gölbaşı’na gelmeden önce de beni arayıp “Gölbaşı’nda mısın? Oraya geliyorum, bir husus görüşeceğiz” demişti. Bu şekilde eniştem vasıtasıyla bana telkinde bulunup bu şekilde karar verdirdiler.

‘EMİR BÜYÜK YERDEN’

Eşimi en son 16 Temmuz Sabahı gördüm.15 Temmuz günü öğlen eve gittim ve eve gittiğimde İlhami evdeydi. Misafirlerinin geleceğini söyledi. 2 kişi geldi, gelenlerin kim olduğunu bilmiyorum. Yarım saat konuşup sonra hep beraber ayrıldılar. Kendisi heyecanlıydı, tedirgindi. Ancak bana bir olaydan bahsetmedi. Eşimi sabah gördüğümde bana kendisini affetmemi, emrin büyük yerden olduğunu, Fethullah Gülen’in emir verdiğini söyledi. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum.

Kaynak : Haber7

 

12 Ekim 2016 Çarşamba

Evlen baldızım evlen

Hadi önceden gençtin
Artık kırkını geçtin
Yalnızlığımı seçtin
Evlen baldızım evlen

Aşkın tadını çıkar
Olmaz hep böyle bekar
Canın canından bıkar
Evlen baldızım evlen

Bakımlı cilvelisin
Hem Nazlı işvelisin
Vallahi sen delisin
Evlen baldızım evlen

Yolda yürürken kıvır
Miskinliğini savur
Etme adamı gavur
Evlen baldızım evlen
 

Mehmet Karabulut 2

7 Ekim 2016 Cuma

RENKLER

Renk, ışığın gözün retinasına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar renk tonu veya renk olarak adlandırılır. Tüm dalga boyları birden aynı anda gözümüze ulaşırsa bunu beyaz, hiç ışık ulaşmazsa siyah olarak algılarız. İnsan gözü 380 nm ile 780 nm arasındaki dalgaboylarını algılayabilir, bu sebepten elektromanyetik spektrumun bu bölümüne görünür ışık denir. Renkler için genelde kulağımızla duyduğumuz ince ve kalın ses analojisi yapılsa da, ses algısının aksine aynı anda gelen ışık frekansları değişik kanallardan algılanamaz (başka bir deyişle göz frekans analizi yapamaz), dolayısıyla aynı anda ince ve kalın sesleri birbirine karıştırmadan duymamıza karşın gözümüz için bu "çok seslilik" söz konusu olmadığından değişik ışık frekanslarının sadece kombinasyonlarını algılayabiliriz. Bu prensibi açıklamak veya pratik uygulamalarda kullanmak için çeşitli renk modelleri geliştirilmiştir.

 

Açık Mavi Hemşire FormasıAmaliyathane Yeşili Hemşire FormasıAvcı Yeşili Hemşire FormasıBenotton Hemşire FormasıBeyaz Hemşire FormasıBordo Hemşire FormasıDuman Grisi Hemşire FormasıFıstık Yeşili Hemşire FormasıFuşya Hemşire FormasıGök Mavisi Hemşire FormasıGri Hemşire FormasıKırmızı Hemşire FormasıKüf Yeşili Hemşire FormasıLacivert Hemşire FormasıMor Hemşire FormasıMürdüm Hemşire FormasıNar Çiçeği Hemşire FormasıParlament Mavisi Hemşire FormasıPembe Hemşire FormasıPetrol Mavisi Hemşire FormasıPetrol Yeşili Hemşire FormasıSaks Hemşire FormasıSiyah Hemşire FormasıTurkuaz Hemşire Forması

3 Ekim 2016 Pazartesi

EBA, EBA nedir, EBA ne demek, EBA ne işe yarar, EBA nasıl kullanılır, EBA'ya nasıl giriş yapılır, EBA'ya nasıl girebilirim... EBA'nın açılımı Eğitim Bilişim Ağı'dır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulan EBA(Eğitim Bilişim Ağı) çevrimiçi bir sosyal eğitim platformudur

EBA Öğretmen Öğrenci Girişi EBA GİRİŞ EKRANI Eba Kurs meb.gov.tr ...

eba.personelmebhaber.net/

EBA Öğretmen Girişi EBA Öğrenci Girişi EBA GİRİŞ EKRANI Eba Kurs meb.gov.tr. Eğitim Bilişim Ağı (EBA), Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan bir eğitim ağıdır.

 

İl Milli Eğitim Müdürlüğü: EBA Öğrenci Girişi

ilmilliegitimmudurlugu.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

21 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. Eğitim Bilişim Ağı (EBA), Milli Eğitim ...

Hemşire Kıyafetleri: EBA Kurs Formu

hemsirekiyafetleri.blogspot.com/2016/09/eba-kurs-formu.html

10 Eyl 2016 - EBA – Sayfa 2 – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/category/eba/page/2. 8 Tem 2016 - Milli ...

Bursa Sabo Terlik: EBA Öğrenci Girişi

bursasaboterlik.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Hemşire Forması Terligi: EBA Kurs Formu

hemsireformasiterligi.blogspot.com/2016/09/eba-kurs-formu.html

10 Eyl 2016 - EBA – Sayfa 2 – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/category/eba/page/2. 8 Tem 2016 - Milli ...

İstanbul Aşçı Önlğü: eba

istanbulascionlugu.blogspot.com/2016/08/eba.html

24 Ağu 2016 - EBA GİRİŞ - Personel. www.personelmebhaber.net/eba-giris-s12.html. 28 Haz 2016 - EBA GİRİŞ. ... EBA, sınıf seviyelerine uygun, güvenilir ve ...

Hemşire Kıyafetleri: ğitim Bilişim Ağı (EBA), öğrencilere sınavlarına ...

hemsirekiyafetleri.blogspot.com/.../gitim-bilisim-ag-eba-ogrencilere.html

6 Tem 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. e-içerik geliştirme eğitimlerimize ...

Hemşire Forması Terligi: Deflasyon nedir?

hemsireformasiterligi.blogspot.com/2016/09/deflasyon-nedir.html

25 Eyl 2016 - eba öğrenci – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/eba-ogrenci-h330.html. 11 Eyl 2016 - Eğitim ...

Kamu Gazete: EBA Kurs Formu

kamugazete.blogspot.com/2016/09/eba-kurs-formu.html

10 Eyl 2016 - EBA – Sayfa 2 – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/category/eba/page/2. 8 Tem 2016 - Milli ...

Kayseri Sabo Terlik: EBA Kurs Formu

kayserisaboterlik.blogspot.com/2016/09/eba-kurs-formu.html

10 Eyl 2016 - EBA – Sayfa 2 – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/category/eba/page/2. 8 Tem 2016 - Milli ...

Ankara Hemşire Forması: EBA Öğrenci Girişi

ankarahemsireformasi.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

 

En Ucuz Hemşire Forması: EBA Öğrenci Girişi

enucuzhemsireformasi.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Bitlis Hemşire Forması: EBA Öğrenci Girişi

bitlishemsireformasi.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Karşıyaka Hemşire Forması: EBA Kurs Formu

karsiyakahemsireformasi.blogspot.com/2016/09/eba-kurs-formu.html

10 Eyl 2016 - EBA – Sayfa 2 – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/category/eba/page/2. 8 Tem 2016 - Milli ...

En Ucuz Sabo Terlik: EBA Öğrenci Girişi

encuzsaboterlik.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Çatalca Hemşire Forması: EBA Öğrenci Girişi

catalcahemsireformasi.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Çiğli Hemşire Forması: EBA Öğrenci Girişi

ciglihemsireformasi.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Hemşire Forması Satan Yerler: EBA Kurs Formu

hemsireformasisatanyerler.blogspot.com/2016/09/eba-kurs-formu.html

10 Eyl 2016 - EBA – Sayfa 2 – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/category/eba/page/2. 8 Tem 2016 - Milli ...

Arzu Yanar: EBA Öğrenci Girişi

arzuyanar.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Etimesgut Hemşire Forması: EBA Öğrenci Girişi

etimesguthemsireformasi.blogspot.com/2016/09/eba-ogrenci-girisi.html

10 Eyl 2016 - EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı Tüm Detaylar ... eba.personelmebhaber.net/. DUYURU. EBA Çizgi 2.Karikatür Yarışması ...

Hemşire Formaları Online Satış: EBA Kurs Formu

hemsireformalarionlinesatis.blogspot.com/2016/09/eba-kurs-formu.html

10 Eyl 2016 - EBA – Sayfa 2 – EBA Öğrenci Girişi | EBA Kurs – Giriş -EBA İle Alakalı ... eba.personelmebhaber.net/category/eba/page/2. 8 Tem 2016 - Milli ...

EBA, EBA nedir, EBA ne demek, EBA ne işe yarar, EBA nasıl kullanılır, EBA'ya nasıl giriş yapılır, EBA'ya nasıl girebilirim... EBA'nın açılımı Eğitim Bilişim Ağı'dır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulan EBA(Eğitim Bilişim Ağı) çevrimiçi bir sosyal eğitim platformudur

 

29 Eylül 2016 Perşembe

İşte, Lozan'ın gizli maddeleri

Lozan hakkında yaptığı çalışmalarla tanınan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sevtap Demirci son dönemde fısıltı olarak dile getirilen "Lozan anlaşmasının 2023'te sona ereceği" iddiasına yanıt verdi.

Demirci, "hem Türkiye'de hem İngiliz arşivlerinde benim neredeyse görmediğim belge kalmadı. Bu belgelerin hiç birisinde bu antlaşma 100 yıl sonra sona erecektir veya bir bitiş tarihi vardır diye bir şey yok" dedi.

Sarisokaklambaları isimli bloga Lozan hakkında konuşan Demirci, Lozan'la ilgili hurafelere şöyle yanıt verdi:

DOLU DOLU 5 YILIMI VERDİM, ÖYLE BİR ŞEY YOK

HEMŞİRE FORMASI


"Mesela Lozan'ın bir bitiş tarihi var mı?

- Evet ben de duyuyorum böyle şeyleri. Vallahi ben hiç vermediysem dolu dolu bir 5 yılımı verdim araştırmalarım için. Bu konuda iddialı konuşacağım, hem Türkiye'de hem İngiliz arşivlerinde benim neredeyse görmediğim belge kalmadı. HEMŞİRE FORMASI Bu belgelerin hiçbirisinde bu antlaşma 100 yıl sonra sona erecektir veya bir bitiş tarihi vardır, diye bir şey yok, ben görmedim böyle bir şey. Benim görmediğim bir belge varsa da buyursunlar getirip göstersinler

İSMET PAŞA'NIN SUÇU YOK
- Adalar konusunda İsmet Paşa çok suçlanıyor. Adaları Yunanistan'ın eline bıraktığı düşünülüyor.

- Bunu diyenler Adalar ne zaman Türkiye'nin elinden çıkmış, lütfen bir baksınlar bakalım. Adalar konusunda Türkiye zaten var olan statüyü kabul etti. Diyeceksiniz ki Adalar için hiç mücadele etmedi mi Türkler, etti. Daha fazla mücadele edemez miydi, belki edebilirdi; fakat bakın bir antlaşmada bazı şeyleri verirsiniz, karşılığında başka şeyler alırsınız. Keşke "Hepsini ben alayım." diye bir şey olsa; Musul'u da vermesek, Adalar'ı da vermesek, keşke hepsini alabilseydik. Fakat bazı şeylerden feragat etmek durumunda kalıyorsunuz. HEMŞİRE FORMASI Mesele Adalar'sa eğer, Adalar daha önceden kaybedilmişti zaten, biz bu statüyü koruduk. Mücadele etmedik mi, ettik; fakat Türkiye'nin tam bağımsızlığını tehdit eden kapitülasyonlar meselesi gibi daha önemli meseleler vardı. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyordu, bizim önceliğimiz buydu.

LOZAN'DA GİZLİ MADDE YOK
-Bu iddiaların en meşhuru da Lozan'ın gizli maddeleri. Hocam, neymiş şu gizli maddeler söyler misiniz?

- (Gülüyor) Ben açık ve net söyleyeyim Lozan'ın hiçbir gizli maddesi yok.HEMŞİRE FORMASI  Varsa da ben görmedim, bulanlar varsa bekliyorum, bize de gösterin biz de öğrenelim. Bu bir komplo teorisi olarak gözüküyor bana. Ben bu kadar belge gördüm, okudum, hiçbir gizli maddeyle karşılaşmadım, dediğim gibi bulan varsa gelsin bize de göstersin."

28 Eylül 2016 Çarşamba

Sağlık Sen'den üyelerine tezsiz lisans imkanı

Sağlık Sen Esenyurt Üniversitesi ile üyerine özel tezsiz yüksek lisans anlaşması yaptı.Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı’nda;

Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi

İşletme Yönetimi(MBA)

Yönetim ve Organizasyon

Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi

Lojistik Yönetimi

Gayrimenkul Finansmanı ve DeğerlemeSosyal Bilimler Enstitüsü Uzaktan Eğitim İşletme Anabilim Dalı’nda ise; 

E-İşletme Yönetimi (e-MBA)

Sağlık Kuruluşları YöneticiliğiFen Bilimleri Enstitüsü İş Sağlığı ve Güvenliği Anabilim Dalı’nda;

İş Sağlığı ve Güvenliği 

Bölümlerinde tezsiz yüksek lisans yapılabilecek. KDV dahil 6 bin TL ücreti olan yüksek lisansın başvuru tarihleri 27 Eylül-12 Ekim. 

Detaylı bilgi ve ayrıntılara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.http://sbe.esenyurt.edu.tr/haber/saglik-sen-sbe-yuksek-lisans/25881http://fbe.esenyurt.edu.tr/haber/sagliksen_yukseklisans/25880

27 Eylül 2016 Salı

Tüm Memurlara Kötü Haber!

Artık Memurluktan çıkarmak daha kolay olacak!

Hükümet, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası devlette yuvalanmış terör örgütü FETÖ mensuplarının temizlenmesi için yürüttüğü operasyonun kapsamını genişletti. Buna paralel olarak kamu personel rejimindeki statü, ücret, çok başlı yönetim başta olmak üzere sistem açığını da kapatacak adımlar atıyor. Yeni dönemde kamu kurumlarında garantili iş dönemi yerine esnek bir yapı öngörülüyor. Esnek çalışma modelinin bütün kamu kurum ve kuruluşlarında yaygınlaştırılması hedefleniyor. İşini aksatan, FETÖ örneğinde olduğu gibi ülkeye ihanet eden memurlar için OHAL düzenlemelerine ihtiyaç duyulmadan, gerekli görüldüğünde işine son verilecek. Kamu kurumlarında personel planlaması yapılırken, kurum içi ve bölgeler arası personel dağılımı da yeniden düzenlenecek. Kritik bölge, illerde vatandaşa doğrudan hizmet verilen noktalardaki personel açığı da giderilecek.

YENİ KRİTERLER GETİRİLİYOR

FETÖ ile irtibatı olan 60 bini aşkın kamu personeli 667 sayılı KHK kapsamında ihraç edildi. Örgüt bağlantısı nedeniyle memuriyetten atılanların yerine işlerin aksamaması için yeni personel alınıyor.

İkinci tarama sonrası örgütle doğrudan bağlantılı olmayanların mağduriyetleri de giderilecek. Emniyet, istihbarat birimlerinin hazırladığı riskli isimler listesi dikkate alınırken, incelemelere ilişkin yeni kriterler belirlendi. Bank Asya, FETÖ okulları, sendika, bağış, sosyal medya hesapları, ortak-kesin kanaat, BYLock gibi parametrelerde temel kriterler tespit ediliyor. Bakan Müezzinoğlu, SABAH'a yaptığı değerlendirmede, "Örgütle hiçbir bağlantısı yok ama Bank Asya'dan konut kredisi kullanmış. Bu suçlu olması için bir neden değil. Ancak Bank Asya'daki maaşının üçte birini örgüte vermiş. Bu benzeri ayrıntılarda dikkate alınarak yeni kriterler belirlendi" diye konuştu.

BANKAMATİK MEMUR TEPKİSİ

Devlette iş garantisinin FETÖ gibi yapıların beslenmesine katkı sunduğu mesajını veren Bakan Müezzinoğlu, kamuda bankamatik memurlara dikkat çekerek, "Bakıyorsunuz yasa iş garantisi veriyor. Bakıyorsunuz bakanlığa, kuruma uğramayan onlarca müşavir var. Bankamatik memur diyoruz. Bakanlık, milletvekilleri gidiyor. Turizm müdürü bakıyorsunuz mahkeme kararıyla 6 defa geri aynı göreve geliyor. Bu işi nasıl yürüteceksiniz. Kamu personel rejimi değişmek zorunda" değerlendirmesini yaptı.

YÜZDE 95 TAMAMLANDI

Darbe girişimi sonrası devletteki temizlik hareketinde asker, polis, hakim-savcı, istihbarat başta olmak üzere kritik, stratejik noktalara öncelik verildi. Bu noktalardakiler üst düzey yöneticileri açığa alındı, soruşturmaları tamamlanıp kanun hükmünde kararnameler ile atıldı. Devletin stratejik (müsteşar, genel müdür başta olmak üzere yöneticiler, general, emniyet müdürü, istihbaratçılar) noktalarının başta açığa alma ve ihraçlar yoluyla yüzde 95'lik bölümünün temizlendiği belirtildi.

 

Yeni bir KHK çıkacak, bu kez PKK'lılar ihraç edilecek

HAZAL ATEŞ

Hükümet 15 Temmuz darbe girişiminin ardından devlet kurumlarına sızan FETÖ'ye yönelik temizliğin ardından önümüzdeki günlerde yeni bir adım daha atıyor. Bu kez devlet, eğitimden sağlığa kadar birçok alandaki PKK'lı memurlardan temizlenecek. Örgüt üyeleriyle ilgili yürüyen soruşturmalar, istihbari bilgiler, itiraflar, sosyal medyadan yapılan paylaşımlar başta olmak üzere terör örgütü PKK lehine faaliyet yürüten tüm memurlar ihraç edilecek. 20 bini eğitim ve sağlıkta olmak üzere toplam 40 bini aşkın ismin ihraç edilmesi bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, SABAH'a yaptığı değerlendirmede FETÖ soruşturması kapsamında 105 bin kişinin açığa alındığını belirtirken, terör örgütü PKK ile ilgili çalışmayı da önümüzdeki günlerde sonuçlandırmaya çalıştıklarını söyledi.

40 BİNDEN FAZLA İSME İNCELEME

Buna göre hükümet, PKK'ya destek veren 28 HDP'li belediyeye kayyum atanmasının ardından kamu kurumlarında temizlik için de düğmeye bastı. Kamu kurumları ve belediyelerden terör örgütü üyeleri ve destekçilerinin temizlenmesi kapsamında yaklaşık 40 binden fazla isim mercek altına alındı. Terör örgütü PKK'lıların ayıklanmasında öncelikle MİT ve Emniyet raporları dikkate alınıyor. Sosyal medya üzerinden örgüt lehine paylaşımda bulunan, propagandasını yapanlar, güvenlik güçlerini hedef alan açıklama yapanlar belirleniyor.

İŞBİRLİKÇİLER DE TAKİPTE

İncelenen isimler arasında sosyal çevre araştırması kapsamında toplanan veriler, teknik takibe takılanlar, örgüte doğrudan destek veren belediyelerin organizasyonlarında yer alan, çocukların dağa çıkmasını teşvik eden, terör örgütüne yakın kültür-gençlik merkezleri, derneklerde çalışanlar, Kandil çağrıları doğrultusunda sokağa inenler, Kobani eylemlerine katılanlar, kamera kayıtlarına yakalananlar yer alıyor. Terör örgütü üyeliğinden dava açılanlar, örgütün Avrupa'daki organizasyonlarına katılanlar, görev alanlar da bu kapsamda değerlendiriliyor.

26 Eylül 2016 Pazartesi

Limonun Faydaları

C vitamininin bağışıklık sitemi, kalp damar sağlığı ve hastalıklardan daha çabuk kurtulmak için ne kadar önemli bir vitamin olduğunu hepimiz biliyoruz. Limonun diğer faydalarını bir kenara bıraksak bile, kabuğu soyulmuş bir adet limon yemek, günlük C vitamini ihtiyacının yarısını karşılıyor.

Tabii bütün bir limonu olduğu gibi yemek bazılarımız için ekşi tadı nedeniyle imkansız olabilir; ancak limonu su ile karıştırarak, çayınıza ekleyerek, salatalarınızda kullanarak tüketebilirsiniz.

Limon sadece gıda olarak tüketildiğinde değil, saç ve cilt bakımında veya ağız sağlığını korumak için önerilen çeşitli bitkisel reçetelerde kullanıldığında da oldukça faydalıdır.

Limonun bir başka önemli özelliği ise bağırsakları, böbrekleri ve karaciğeri temizleyen etkisiyle vücudu serbest radikallere karşı koruması ve buna bağlı olarak görülen pek çok hastalığa yakalanma riskini düşürmesidir.
Bir Bakışta Limonun Faydaları

    Vücut sıvılarının pH değerini dengeler.
    C vitamini bakımından zengindir.
    Karaciğeri temizler.
    Bağırsakları temizler.
    Böbrek ve safra taşlarının çözülmesine yardımcı olur.
    Serbest radikallere karşı koruma sağlar.
    Beyin sağlığını korur.
    Anti bakteriyeldir.
    Antioksidandır.
    Yüksek tansiyona iyi gelir.
    Kansere karşı koruyan bileşenler içerir.
    Göz sağlığını korur.
    Kalsiyum, demir, fosfor ve diğer mineraller bakımından zengindir.
    Bakteri birikimini önleyerek ağız sağlığını korur.
    Gribe karşı vücudu güçlendirir.
    Cilt üzerinde kullanıldığında enfeksiyonu önler.
    Cilde parlaklık verir.
    Kaşıntıya iyi gelir.
    Kepeği azaltmak için kullanılabilir.
    Sindirime yardımcı olur.
 

25 Eylül 2016 Pazar

Enflasyon nedir?

Piyasaya fazla kağıt para çıkarılması haline denir. Paranın satın alma gücü azalır, eşya fiyatları yükselir.
Enflasyona, üretimin aksaması, tekelin gelişmesi, bankaların kredi hacmini genişletmesi, dış ticaret kısıntıları, vasıtalı vergilerin artırılması sebep olabilir. Fakat en çok rastlanan enflasyon sebebi, ödeme güçlükleriyle karşılaşan hükümetlerin kağıt para çıkarmalarıdır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünya çapında enflasyonlar olmuştu. Bunların en büyüğü harp borçlarını ödeyemeyen Alman hükümetinin enflasyona gidişidir.
Öyle ki bir ara her gün, hatta her saat paranın kıymeti düşmüş, birkaç lira kıymetindeki bir mala yüzbinlerce lira ödemek lazım gelmişti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise hükümetler daha basiretli davranarak, krizlerin büyümesini önlemişlerdir. Enflasyon başlangıçta ekonomik faaliyetler üzerinde canlandırıcı bir tesir yapar. Fakat sonra verim azalır, maliyet yükselir. Devalüasyon ve takaslı alışveriş, enflasyonu daha da artırır. Bu bakımdan bugünkü ekonomi biliminde enflasyonun siyasi ve İçtimai düzeni, savaştan çok daha fazla sarsıp etkilediği kabul edilmektedir.
Enflasyonu; "ölçülen iki devre arasında reel milli gelir artışından daha fazla para arzı, artışı olması" şeklinde de tarif etmek mümkündür. Buna mukabil enflasyonu toplam arz’daki bağımsız değişmeler ile açıklayan görüşler de vardır. Ne var ki, toplam talep hesaba katılmadıkça, nihai olarak, enflasyonu açıklamanın imkanı yoktur. Toplam talepteki değişmelerin para arzındaki artışlardan bağımsız olarak meydana gelebileceğini de belirtmek gerekir.
Mesela para arzında hiçbir değişiklik olmamak kaydı ile sadece gelir dağılımının mevcut kompozisyonu değişirse toplam talepte de buna bağlı olarak bir dizi değişiklik olacağı muhakkaktır. Enflasyonun sebeplerini ekonominin arz yönünde arayan çeşitli açıklamaları, aralarındaki ayrıntı sayılabilecek farklılıklar bir yana, faktör ve mal piyasalarındaki serbest rekabetten uzak ilişkilere indirgemek mümkündür.

Hamile Hemşire Forması

Hamile Hemşire Forması Modelleri

Hemşire Formaları

Hemşire Forması İmalatı

Hemşire Forması Modelleri

Hemşire Forması Satan Yerler

Hemşire Forması Satın Al

Hemşire Forması Spariş

Tesettür Hemşire Formaları

Tesettür Hemşire Forması

Tesettür Hemşire Forması Modelleri

Ancak bu tür bağımsız maliyet artışlarına bağlı fiyat yükselişleri, talebi besleyen unsurlarla desteklenmedikçe (mesela, para arzı artışı doğacak), iktisadi durgunluğa paralel olarak eninde sonunda yavaşlamak, durmak zorundadır. Bu düşünce bazı iktisatçıları, arz (maliyet) enflasyonu diye birşey olmayacağını, nihai tahlilde her enflasyonun talep enflasyonundan ibaret sayılması gerektiğini söylemeye götürmüştür. Enflasyon ile "fiyat artışları" her zaman eş anlamlı olmayabilirler.
Her enflasyon beraberinde fiyat artışı getirir. Ancak belli bir devrede fiyat artışları olması mutlaka enflasyon var demek değildir. Enflasyon bir vetire (süreç), fiyat artışı ise bir sonuçtur. Bazı iktisatçılar tarafından, bazı fiyat artışları ile mücadelenin enflasyon ile mücadeleden farklı olduğu veya olması gerektiği savunulmuştur.
Bunlara göre fiyat artışlarındaki enflasyon dışı sebepler şunlardır
1. Reel milli gelirin düşmesi.
2. Ticaret hadlerinin ülke aleyhinde bozulması. Yani ihraç mallarının fiyatlarının ithal mallarının fiyatlarının nisbi olarak gerisinde kalması.
3. Ekonomisi tarıma dayalı ülkelerde iklim şartlarının elverişsiz gitmesiyle üretimin düşmesi. Kuraklık, sel vs.
4. Sanayi kesiminde uzun süren ve yaygın grevler olması.
5. Harp, iç harp ve büyük karışıklıklar gibi sebeplerle üretim sisteminden, buralara kaynak transferi olması.
6. Dış ticaret dengesinin bozulması sebebiyle sanayi hizmetleri ve tarım kesimlerinde girdi noksanlarının ortaya çıkması.
7.Nüfus artışı ve iç göçler dolayısıyla köy-kent nüfus dağılımının değişmesi.
Fiyat artışlarında enflasyon dışı sebepler olarak sayılan ve çoğaltılabilecek olan bu faktörler ile enflasyon arasında karşılıklı bir etki-tepki (etkileşim) ilişkisinin olduğu da şüphesizdir. Enflasyon ile karıştırılmaya müsait kavramlardan birisi de pahalılıktır. ekonomi lügatında pahalılık diye bir kavram yoktur. Geçim maliyeti vardır. Fiyat endeksleri vardır, fakat pahalılık endeksi yoktur. Pahalılık izafi bir kavramdır ve şahsın geliri ile fiyatlar arasındaki ilişkiyi verir.
Sözgelişi fiyatlar % 20 artarken şahsın geliri % 50 artıyor ise, o şahıs için hayat pahalılaşmamış ucuzlamıştır. Ancak fiyatların % 50 arttığı bir ortamda şahsın geliri % 20 artmış ise, o şahıs için hayat pahalılaşmıştır. Bir başka deyişle sadece fiyatların artması pahalılık manasına gelmediği gibi, fiyatların düşmüş olması da ucuzluk manasına gelmez. Enflasyonun, gelir dağılımını bozmak, ödemeler bilançosunu etkilemek, toplam yatırım-tasarruf hacmiyle bunların iç dağılımını değiştirmek gibi çeşitli iktisadi etkileri yanında kamu maliyesi açısından en göze batan özelliği dolaylı vergilerle taşıdığı benzerliktir.
Enflasyon vergisi kavramını bu benzerlik doğurmuştur. Enflasyon da, tıpkı vergi gibi, bazı kişilerin elinden bir kısım satın alma gücünün alınıp devlete aktarılması imkanınını vermektedir. Yine tıpkı dolaylı vergiler gibi enflasyon da vergiyi yüklenenlerce az hissedilir bir karakter taşır. Özellikle bu sonuncu husus, bazı vergilerin toplumda ciddi bir tepki uyandıracağından çekindiklerinden siyasi karar organlarının, niçin bunlar yerine enflasyoncu finansman tercihini kolaylıkla yapabildiklerini açıklayan önemli bir unsurdur. Bütün bu benzerliklere rağmen enflasyonu vergiden ayıran çok önemli bazı özellikler vardır:
1. Herşeyden önce enflasyon diğer vergilerden farklı olarak, yasama organının tasdikiyle yürürlüğe girmez.
2. Enflasyonu vergiden ayıran ikinci temel özellik, elde edilen gelirin sadece devlete gitmemesi, özel kesim ile devlet arasında bölüşümde elde edilecek pay, çeşitli unsurlara bağlı olarak değişecektir.
Enflasyonu açıklayan diğer görüşler
Enflasyonlar, genellikle talep şişkinliğinden ve maliyet masraflarının kabarmasından ileri gelebilir.
1. En çok rastlanan enflasyon tipi, talep şişkinliğidir. Harcamalar ve ihracat toplamının üretim ve ithalat tutarını aşması, talep enflasyonu belirtisidir.
2. Maliyet enflasyonları başlıca altı sebebe ilişkin olabilir:
• Dış ticaretin kısıtlanmış bir rejime bağlı bulunması ve gümrük vergilerinin aşırı derecede yüksek olması,
• Gider-istihlak-istihsal vergilerinin ağırlığı,
• Mali tekeller ve eksik rekabet şartları,
• Faiz haddinin yüksekliği,
• Toplu sözleşmelerle ücretlere yapılan zamlar,
• Devalüasyon.
Enflasyonları, hızlarına göre de sınıflandırmak mümkündür:
1. Aşırı enflasyon, daima parasal karakterli olan bir talep şişkinliğidir. Emisyonun hızla kabarması, paradan kaçış ve tüketim humması, aşırı enflasyonun özellikleridir.
2. Kronik enflasyon, yahut müzmin enflasyon, parasal karakterli olabilir veya olmayabilir. Bu tip enflasyonların özelliği, hızının mutedil fakat süresinin uzun olmasıdır.

Desenli Hemşire Formaları

Desenli Hemşire Forması

Desenli Hemşire Forması Modelleri

Erkek Hemşire Forması

Hamile Hemşire Formaları

Uzun Kollu Hemşire Formaları

Uzun Kollu Hemşire Forması

Uzun Kollu Hemşire Forması Modelleri

3. Belirsiz enflasyon veya sürünen enflasyon durumunun özelliği, fiyat yükselişlerinin yavaş bir tempo izlemesidir. Belirsiz enflasyonda, para kıymetinin bir yıldan diğerine kaydettiği düşüklüğü çok defa faiz haddi telafi edilebilir.
Enflasyonlar, iktisadi faaliyetin akışını başlıca üç yönden etkiler:
1. Gelirlerin dağılışı haksız bir değişikliğe uğrar. Halktan bir kısmının geliri, enflasyon hızından fazla ve bir kısmının geliri enflasyon hızından yavaş artar. Zengini daha varlıklı ve fakiri daha yoksul yapan bir durum hasıl olur. Satın alma gücündeki haksız değişiklikler, sosyal huzursuzluklara yol açar.
Spekülasyon kazançlarının alın teri kazancından çok daha verimli gözükmesi, aydınların psikolojisi üzerinde olumsuz etki yapar.
2. Enflasyonun prodüktivite ve kalite üzerinde zararlı tesirleri vardır. İş bulma kolaylığı ve kazançların rahatlığı, işçileri ve satıcıları kayıtsız ve müstağni davranışlara sevk eder. Kolay kazanan ve pervasız harcayan bir zümrenin türemesi, her türlü malı piyasaya sürmek fırsatını temin eder.
3. Enflasyon, dış ödemeler dengesini de sarsar. Sermayeler para kıymetinin emin ve para kirasının yüksek olduğu bölgelere açık veya gizli yollardan göç eder. Enflasyon hızı diğer ülkelerden fazla ise, ihracatın tıkandığı ve ithal mallarına rağbetin arttığı görülür. Turizm gelirinin gelişme temposu yavaşlar ve vatandaların dış seyahatlerdeki harcamaları çoğalır. 4. Enflasyon devrelerinde, sosyal gerginlikler şiddetlenir.
Enflasyonun sosyal etkileri
Enflasyon, servet ve gelir dağılımını değiştirici bir olaydır. Enflasyonda, haklı sebep olmaksızın refah ve varlık, bir sosyal tabakadan diğerine geçmektedir. Enflasyonun refahtan insanların aldıkları payı değiştirmesi, sosyal bünyede tepkilere yol açmaktadır. Enflasyon hızı, servet ve gelirlerin kayma yönü üzerinde etkili olmaktadır. Aşırı ve hızlı enflasyonlarda zekalarını ve pratik bilgilerini borsa taklitlerindeki ustalıklarıyla birleştirebilen spekülatörler, hayret uyandırabilecek büyüklükte menfaatler elde etmektedirler. Creeping (sürünen) enflasyonlar, sınai
müteşebbisleri meydana getirmektedir. Emisyonun hissedilir artışlar gösterdiği kronik enflasyonlarda, ticari aracılar ve müstehlike (tüketiciye) doğrudan doğruya mal ve hizmet arzedenler, avantajlı bir ortamdan faydalanmaktadırlar. Faiz hasılatıyle ve diğer basit karakterli gelirle yaşayanlar enflasyonların dilsiz kurbanlarıdır. Enflasyon şuurunun uyanmadığı ortamlarda, ücretler fiyatlara gecikerek intibak etmektedir. Sendikaların kuvveti ve bunaltıcı baskı yaptıkları devrelerde ise, ücretler fiyatların önüne geçmekte ve enflasyonist baskıya öncülük etmektedir.
Enflasyon temposunun hızlandırılması, spekülatif kazançları hızlandırdığı için sahne sanatkarlarına ve eğlence sanayiine kazançlı olmaktadır. Enflasyon nakdi sermayeyi tahrib etmektedir. Ancak bankalar, mevduat hacminin şişmesi dolayısıyla, nominal değer eksilişlerini fazlasıyla telafi edebilmektedir. Enflasyon devrelerinde, milli karakter temellerinden sarsılmaktadır. Manevi ve ahlaki değerler küçümsenmektedir. kumar iptilası yayılmaktadır. Keyif verici maddeler tüketimi artmaktadır. gıda şartları bozulmakta ve genel sağlık durumu sarsılmaktadır. Yolsuzluklar çoğalmaktadır. Memurların rüşvet aldıklarına dair söylentiler fazlalaşmaktadır. Polis vak’aları, trafik kazaları ve boşanmalar yoğunlaşmaktadır.
Uzun süreli kronik enflasyonlar, öğretmenlerin sosyal statülerini ve geçim şartlarını geriletmektedir. Böylece yeni neslin kültür seviyesi düşmekte ve gençler dejenere akımlara kolaylıkla sürüklenmektedir. Dejenere çocukların oranı, enflasyondan iktisaden yararlanmış ailelerde daha yüksek olmaktadır. Einaudi ve Spitzmüller gibi iktisatçılar enflasyonun topluma bozgunla sonuçlanmış bir savaştan daha pahalıya mal olduğunu söylemişlerdir.
Aşırı enflasyon (Hyperinflation)

Hemşire Forması

Bayan Hemşire Forması

Biyeli Hemşire Formaları

Biyeli Hemşire Forması

Biyeli Hemşire Forması Modelleri

Bu durumda para değeri baş döndürücü hızla düşer. 1920 Almanya, 1921 Avusturya, 1921 Rusya, 1922 Macaristan, 1922 Polonya, 1943 Yunanistan, 1945 Macaristan enflasyonları bu husustaki en aşırı örnekleri teşkil eder. Daha yakın yıllarda çeşitli ülkelerde, özellikle Güney Amerika’da rastlanan enflasyonlar, bu örneklerin boyutlarına ulaşmasalar dahi, enflasyonu ılımlı ölçüde tutabilmenin ne kadar güç olduğunu ve fiyat artışları vetiresinin nasıl kolayca dejenere olacağını göstermek bakımından ibret vericidir.
Büyük Alman enflasyonunda para değerinin düşme hızına tanınmış istatistikçi Ernst Wegemann şu örneği vermiştir: "Bir milyon markı olan bir şahıs, 1920’de fabrika alabilirdi. 1921’de aynı para bir köşk almaya yetiyordu. Bir milyon, 1922’de bir otomobil fiyatı idi. 1923’ün ilk yarısında bir milyona ancak bir kat elbise diktirebilirdi. 1923’ün ikinci yarısında ise, bir milyon mark sadece bir tomar basılı kağıt olmaktan başka bir değer taşımıyordu."
Aşırı enflasyonlar, daima parasal karakterlidir. Para kıymetinin düşmesi banknot ve kredi hacmindeki kontrolsuz ve sınırsız şişmeden ileri gelir. Bu tip enflasyonlar, para değerinin kısa sürede sıfıra yaklaşmasıyla veya inmesiyle sonuçlanabilir. Para aşırı enflasyonlarda, kıymet ölçüsü ve tasarruf aleti olmak niteliğini kaybeder, banknotların mübadele aracı olarak gördükleri hizmet de, ciddi suratte aksar. Alış veriş, trampa usulü ile yapılmaya başlar. Mukavelelerde altın kayda konulması, yaygın tatbikat halini alır. Çeşitli kurumlar yardımcı paralar çıkartmaya koyulurlar. Büyük Alman enflasyonunda çıkartılan yardımcı paraların sayısı iki bini aşmıştır.
Aşırı enflasyonlarda, para önünden kaçış denilen olayla kaşılaşılır. Reel kıymetlere talep hücum derecesini bulur. Fiyat endeksleri, astronomik rakamlara erişir. Nakdi tasarrufun değeri sıfıra inmeye yüz tutar. Marjinal tüketim eğilimi azami derecesine yaklaşır ve erişir. İhracat tıkanır. Servet ve gelirlerin bölünüşü değişir. Süratli servet yapan ve enflasyon zenginleri denilen bir tabaka belirir. Gelirlerin büyük kısmı, sayılı ellerde toplanır.
Müşahedeler, aşırı enflasyonlarda siyasi ve sosyal huzursuzlukların arttığını ve ortalıkta bir spekülasyon hummasının hüküm sürdüğünü ortaya koymaktadır. Aşırı enflasyonun sosyal bünyede yaptığı tahribat büyüktür. Ahlak seviyesi sarsılır. aile bağları gevşer. Boşanma ve suç istatistikleri yükselir. Sosyal değer yargıları an’anevi ölçülerden ayrılır. Siyasi huzursuzluklar şiddetlenir. Aşırı cereyanlar kuvvet kazanır. Büyük Alman enflasyonunu inceleyerek iktisat ilmine önemli katkılarda bulunan ilim adamları arasında bilhassa Constantino, Bresciani, Turroni ve Albert Aftalion zikredilebilir.
Alman enflasyonu
1919-1923 arasında Almanya’da para değerinin şiddetli iktisadi ve sosyal sarsıntılar doğurarak aklın almayacağı surette düşmesi olayıdır. Almanya Birinci Dünya Savaşı masraflarının bir kısmını, çıkardığı hazine bonolarına karşılık Reichsbank’tan aldığı kredilerle finanse etmişti. Bu finansman usulü 1914-18 arasında tedavüldeki banknot miktarının ve fiyatların artmasına yol açmıştı. Harpten sonra Almanya’nın ödemeye mecbur kaldığı muazzam harp tazminatı ve yenilgiyle ilgili diğer çeşitli masraflar yine kısmen Reichsbank’a başvurulmak suretiyle karşılanmıştı.
Dolayısıyla tedavüldeki kağıt paranın ve fiyatların artışı hızlanarak devam etmişti. Bir müddet sonra da, bu hareket kendiliğinden şiddetlenmeye başlamıştı. Gerçekten bir yandan vergi hasılatı, fiyat yükselişleri, dolayısıyla kabaran devlet masraflarının gittikçe gerisinde kalmış ve bundan tedavülü yeniden genişletmek lüzumu doğmuştu. Öte yandan fiyatların günden güne (hatta sonraları saatten saate) yükselmesi karşısında mark’a güvenini tamamıyla kaybeden halk, elindeki parayı derhal mala çevirmeğe bakmış ve böylece paranın tedavül sürati durmadan artmıştır. Ruhr havzasının 1923 başında Fransız ordusu tarafından işgalinden sonra hareket başdöndürücü bir hız kazanmıştı.
Harpten evvel 4.2 mark olan dolar, 30 Kasım 1923’de 4.2 trilyona çıkmıştı. Enflasyon, başlangıçta üretimin artmasına engel olmamıştı. Fakat hızlandırıcı, mütedavil sermayeleri eritmek, gelecek için herhangi bir hesap yapma imkanını ortadan kaldırmak ve kredi mal teminini güçleştirmek suretiyle istihsali aksatmıştı. Üretim endeksi (1913= 100) 1921’de 77, 1922’de 86’ya çıkmışken, 1923’te 54’te düşmüştür. Ayrıca bütün borçluların (bu arada en büyük borçlu olan devletin) borçları fiilen silinmişti. Buna karşılık alacakların, marka yatırılmış olan paraların, bütün tasarrufların değeri sıfıra inmişti.
Bu sonuncu olay da orta sınıfları kökünden sarsmıştı. Tasarruf eğilimini zayıflatmak, israf ve spekülasyon eğilimlerini kuvvetlendirmek suretiyle Alman enflasyonunun pek kötü ahlaki etkileri de olmuştur. 1923 sonunda Rentenbank adlı bir banka kurulmuş ve buna, bütün Alman taşınmaz malları üzerinde tesis edilecek ipotek, ticari ve sınai müesseselerin altınla ödenecek tahvilatı karşılığında, Rentenmark adlı değeri 1 trilyon kağıt mark olarak tespit edilen yeni bir para çıkarmak yetkisi verilmiştir.
Reichsbank’ın hükümete ve iş alemine vereceği krediler sıkı bir surette sınırlandırıldığından, Rentenmark tedricen halkın güvenini kazanmış ve para yeniden istikrara kavuşmuştur. Bir müdet sonra Rentenbank tedavülden kaldırılmıştır. Banknot ihraç hakkı çeşitli kayıtlar altında, tekrar Reichsbank’a verilmiştir. Rentenmark’ın yerini yine Reichsmark almıştır. Alman enflasyonunun nasıl bu derece şumullenebildiği çok münakaşa edilen bir meseledir. Alman hükümetinin, borçlarından kurtulmak ve harp tazminatını ödeyemeyeceğini ortaya koymak amacıyla, enflasyonu bilerek frenlemediğini iddia edenler vardır.
Enflasyon ne demek? (Ekonomi)
(Inflation) Önemli bir ekonomik istikrarsızlık şekli. Fiyatlar genel düzeyinin sürekli biçimde ve önemli oranlarda artması ve dolayısıyla paranın satmalma gücünü yitirmesi şeklinde tanımlanabilir. Enflasyon, nedenlerine göre genellikle maliyet enflasyonu ve talep enflasyonu diye ikiye ayrılır. Birinci yaklaşım enflasyonu üretim maliyetlerindeki yükselmelerle açıklamaya çalışır. Örneğin bir ham madde fiyatındaki artış maliyetleri, maliyetlerdeki artış da fiyatları yükseltir. Diğer yandan fiyatlardaki yükselme işçilerin reel gelirini düşürerek ücretlerin artırılmasına yol açar, yüksek ücretler de yeniden maliyetleri ve fiyatları yukarı doğru iter.
Böylece bu yaklaşıma göre, maliyet faktörlerinden birisinin fiyatındaki yükselme bir ücret - fiyat çekişmesine, dolayısıyla da enflasyona yol açar. i kinci yaklaşımda ise ekonominin tam çalışma düzeyinde veya ona yakın bir durumda bulunduğu sırada toplam talebin mal ve hizmet arzını aşacak biçimde genişlemesi üzerinde durulur. Ekonomide atıl kapasite bulunduğu bir durumda (Bkz. Eksik İstihdam) toplam harcamalar artırılırsa reel üretim artar ve ekonomi tam çalışma düzeyine doğru gelişir. Ancak tam çalışma düzeyinden sonraki talep genişlemesi reel üretimi değil milli gelirin parasal ifadesini yani fiyatlar genel düzeyini artırır.
Bu açıklamalar Keynes’in Milli Gelir Modeline dayanmaktadır. Bununla birlikte, az gelişmiş ülkelerdeki, üretim artışını engelleyen çeşitli darboğazlar dolayısıyla (döviz yetersizlikleri, teknik eleman yoklukları, sermaye kıtlığı, v.s. gibi) ekonomi, eksik istihdam içinde bulunduğu sırada da talep artışları reel üretimi değil, fiyatlar genel seviyesini artırabilir. Birçok ülkede talep artışı doğuran nedenler arasında, geniş kamu harcamalarına girişilmesi ve vergi gelirlerinin sınırlı olması dolayısıyla bu harcamaların merkez bankasının karşılıksız para basması (Bkz. Emisyon) veya iç borçlanma ile finanse edilmesi önemli bir yer tutar.
Ülkemizde de bütçe Açıklan enflasyonun başlıca nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Enflasyon ekonomik bakımdan olduğu kadar sosyal ve siyasal etkileri bakımından da arzulanmayan bir olaydır. Paranın reel değerini düşürerek tasarrufları caydırır, harcamaları özendirir ve paradan kaçış olayına neden olur. Verimli yatırımların yapılmasını da engeller. Üretim çeşitli darboğazlarla karşı karşıya olduğu için iş adamları, verimli alanlara değil, gayrimenkul, altın, döviz gibi alanlara yatırımı daha karlı ve kolay bulurlar. Enflasyonun doğurduğu yüksek talep ithalatı artırırken ihracatı caydırır, dolayısıyla dış açıkları büyültücü etki yapar.
Enflasyon gelir dağılımındaki dengesizlikleri büsbütün artırır. Belirli sınıflar, sattıkları veya ürettikleri malların fiyatlarında sürekli ayarlamalar yaparak enflasyonun olumsuz etkilerinden korunmaya veya bundan yarar sağlamaya çalışırlar. Oysa maaşlılar, ücretliler, emekli, dul ve yetim aylığı alanlar gibi sabit gelirliler, maaşlarında her zaman ayarlama yapmak olanağına sahip olmadıkları için, enflasyondan büyük reel gelir kayıplarına uğrarlar. Enflasyonu önlemek için toplam talebi kısmaya yönelik daraltıcı para politikası vemaliye politikası yanında üretimi artırmaya, maliyetlerdeki artışları önlemeye yönelik politikalar izlemek gerekir.

Bu arada döviz arzının bollaşması, ithal malı ara malları, ham madde ve zaruri gıda maddeleri arzını artırarak iç fiyat artışlarını engelleyici etkide bulunur. Bu konuda devletin, giderlerini emisyon yoluyla değil, vergi gelirlerini artırarak karşılamaya çalışması ve açık bütçeden kaçınılması da büyük önem taşır. Kuşkusuz burada söz konusu olan şiddetli fiyat artışlarıdır. Yoksa her ekonominin kendi koşullarına göre değişebilen makul düzeylerdeki enflasyon oranlarının ekonomiyi canlandırıcı etkilerde bulunacağı genellikle kabul edilmektedir (Bkz. Keynes Ekonomisi, Enflasyonist Açık, Stagflasyon).
Sözlükte "enflasyon" ne demek?
1. Dolanımdaki para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesinden ortaya çıkan ve fiyatların toptan yükselişi, para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik parasal süreç, paraşişkinliği.
2. Pahalılık, hayat pahalılığı.
3. Gereğinden fazla artış, şişkinlik.
Cümle içinde kullanımı
Esnaf, enflasyonun acısını fiyatları insafsızca artırarak çıkarıyor.
- H. Taner
Enflasyon kelimesinin ingilizcesi
adj. inflationary
n. inflation
Köken: Fransızca

Enflasyon nedir?

Piyasaya fazla kağıt para çıkarılması haline denir. Paranın satın alma gücü azalır, eşya fiyatları yükselir.
Enflasyona, üretimin aksaması, tekelin gelişmesi, bankaların kredi hacmini genişletmesi, dış ticaret kısıntıları, vasıtalı vergilerin artırılması sebep olabilir. Fakat en çok rastlanan enflasyon sebebi, ödeme güçlükleriyle karşılaşan hükümetlerin kağıt para çıkarmalarıdır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünya çapında enflasyonlar olmuştu. Bunların en büyüğü harp borçlarını ödeyemeyen Alman hükümetinin enflasyona gidişidir.
Öyle ki bir ara her gün, hatta her saat paranın kıymeti düşmüş, birkaç lira kıymetindeki bir mala yüzbinlerce lira ödemek lazım gelmişti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise hükümetler daha basiretli davranarak, krizlerin büyümesini önlemişlerdir. Enflasyon başlangıçta ekonomik faaliyetler üzerinde canlandırıcı bir tesir yapar. Fakat sonra verim azalır, maliyet yükselir. Devalüasyon ve takaslı alışveriş, enflasyonu daha da artırır. Bu bakımdan bugünkü ekonomi biliminde enflasyonun siyasi ve İçtimai düzeni, savaştan çok daha fazla sarsıp etkilediği kabul edilmektedir.
Enflasyonu; "ölçülen iki devre arasında reel milli gelir artışından daha fazla para arzı, artışı olması" şeklinde de tarif etmek mümkündür. Buna mukabil enflasyonu toplam arz’daki bağımsız değişmeler ile açıklayan görüşler de vardır. Ne var ki, toplam talep hesaba katılmadıkça, nihai olarak, enflasyonu açıklamanın imkanı yoktur. Toplam talepteki değişmelerin para arzındaki artışlardan bağımsız olarak meydana gelebileceğini de belirtmek gerekir.
Mesela para arzında hiçbir değişiklik olmamak kaydı ile sadece gelir dağılımının mevcut kompozisyonu değişirse toplam talepte de buna bağlı olarak bir dizi değişiklik olacağı muhakkaktır. Enflasyonun sebeplerini ekonominin arz yönünde arayan çeşitli açıklamaları, aralarındaki ayrıntı sayılabilecek farklılıklar bir yana, faktör ve mal piyasalarındaki serbest rekabetten uzak ilişkilere indirgemek mümkündür.

Hamile Hemşire Forması

Hamile Hemşire Forması Modelleri

Hemşire Formaları

Hemşire Forması İmalatı

Hemşire Forması Modelleri

Hemşire Forması Satan Yerler

Hemşire Forması Satın Al

Hemşire Forması Spariş

Tesettür Hemşire Formaları

Tesettür Hemşire Forması

Tesettür Hemşire Forması Modelleri

Ancak bu tür bağımsız maliyet artışlarına bağlı fiyat yükselişleri, talebi besleyen unsurlarla desteklenmedikçe (mesela, para arzı artışı doğacak), iktisadi durgunluğa paralel olarak eninde sonunda yavaşlamak, durmak zorundadır. Bu düşünce bazı iktisatçıları, arz (maliyet) enflasyonu diye birşey olmayacağını, nihai tahlilde her enflasyonun talep enflasyonundan ibaret sayılması gerektiğini söylemeye götürmüştür. Enflasyon ile "fiyat artışları" her zaman eş anlamlı olmayabilirler.
Her enflasyon beraberinde fiyat artışı getirir. Ancak belli bir devrede fiyat artışları olması mutlaka enflasyon var demek değildir. Enflasyon bir vetire (süreç), fiyat artışı ise bir sonuçtur. Bazı iktisatçılar tarafından, bazı fiyat artışları ile mücadelenin enflasyon ile mücadeleden farklı olduğu veya olması gerektiği savunulmuştur.
Bunlara göre fiyat artışlarındaki enflasyon dışı sebepler şunlardır
1. Reel milli gelirin düşmesi.
2. Ticaret hadlerinin ülke aleyhinde bozulması. Yani ihraç mallarının fiyatlarının ithal mallarının fiyatlarının nisbi olarak gerisinde kalması.
3. Ekonomisi tarıma dayalı ülkelerde iklim şartlarının elverişsiz gitmesiyle üretimin düşmesi. Kuraklık, sel vs.
4. Sanayi kesiminde uzun süren ve yaygın grevler olması.
5. Harp, iç harp ve büyük karışıklıklar gibi sebeplerle üretim sisteminden, buralara kaynak transferi olması.
6. Dış ticaret dengesinin bozulması sebebiyle sanayi hizmetleri ve tarım kesimlerinde girdi noksanlarının ortaya çıkması.
7.Nüfus artışı ve iç göçler dolayısıyla köy-kent nüfus dağılımının değişmesi.
Fiyat artışlarında enflasyon dışı sebepler olarak sayılan ve çoğaltılabilecek olan bu faktörler ile enflasyon arasında karşılıklı bir etki-tepki (etkileşim) ilişkisinin olduğu da şüphesizdir. Enflasyon ile karıştırılmaya müsait kavramlardan birisi de pahalılıktır. ekonomi lügatında pahalılık diye bir kavram yoktur. Geçim maliyeti vardır. Fiyat endeksleri vardır, fakat pahalılık endeksi yoktur. Pahalılık izafi bir kavramdır ve şahsın geliri ile fiyatlar arasındaki ilişkiyi verir.
Sözgelişi fiyatlar % 20 artarken şahsın geliri % 50 artıyor ise, o şahıs için hayat pahalılaşmamış ucuzlamıştır. Ancak fiyatların % 50 arttığı bir ortamda şahsın geliri % 20 artmış ise, o şahıs için hayat pahalılaşmıştır. Bir başka deyişle sadece fiyatların artması pahalılık manasına gelmediği gibi, fiyatların düşmüş olması da ucuzluk manasına gelmez. Enflasyonun, gelir dağılımını bozmak, ödemeler bilançosunu etkilemek, toplam yatırım-tasarruf hacmiyle bunların iç dağılımını değiştirmek gibi çeşitli iktisadi etkileri yanında kamu maliyesi açısından en göze batan özelliği dolaylı vergilerle taşıdığı benzerliktir.
Enflasyon vergisi kavramını bu benzerlik doğurmuştur. Enflasyon da, tıpkı vergi gibi, bazı kişilerin elinden bir kısım satın alma gücünün alınıp devlete aktarılması imkanınını vermektedir. Yine tıpkı dolaylı vergiler gibi enflasyon da vergiyi yüklenenlerce az hissedilir bir karakter taşır. Özellikle bu sonuncu husus, bazı vergilerin toplumda ciddi bir tepki uyandıracağından çekindiklerinden siyasi karar organlarının, niçin bunlar yerine enflasyoncu finansman tercihini kolaylıkla yapabildiklerini açıklayan önemli bir unsurdur. Bütün bu benzerliklere rağmen enflasyonu vergiden ayıran çok önemli bazı özellikler vardır:
1. Herşeyden önce enflasyon diğer vergilerden farklı olarak, yasama organının tasdikiyle yürürlüğe girmez.
2. Enflasyonu vergiden ayıran ikinci temel özellik, elde edilen gelirin sadece devlete gitmemesi, özel kesim ile devlet arasında bölüşümde elde edilecek pay, çeşitli unsurlara bağlı olarak değişecektir.
Enflasyonu açıklayan diğer görüşler
Enflasyonlar, genellikle talep şişkinliğinden ve maliyet masraflarının kabarmasından ileri gelebilir.
1. En çok rastlanan enflasyon tipi, talep şişkinliğidir. Harcamalar ve ihracat toplamının üretim ve ithalat tutarını aşması, talep enflasyonu belirtisidir.
2. Maliyet enflasyonları başlıca altı sebebe ilişkin olabilir:
• Dış ticaretin kısıtlanmış bir rejime bağlı bulunması ve gümrük vergilerinin aşırı derecede yüksek olması,
• Gider-istihlak-istihsal vergilerinin ağırlığı,
• Mali tekeller ve eksik rekabet şartları,
• Faiz haddinin yüksekliği,
• Toplu sözleşmelerle ücretlere yapılan zamlar,
• Devalüasyon.
Enflasyonları, hızlarına göre de sınıflandırmak mümkündür:
1. Aşırı enflasyon, daima parasal karakterli olan bir talep şişkinliğidir. Emisyonun hızla kabarması, paradan kaçış ve tüketim humması, aşırı enflasyonun özellikleridir.
2. Kronik enflasyon, yahut müzmin enflasyon, parasal karakterli olabilir veya olmayabilir. Bu tip enflasyonların özelliği, hızının mutedil fakat süresinin uzun olmasıdır.

Desenli Hemşire Formaları

Desenli Hemşire Forması

Desenli Hemşire Forması Modelleri

Erkek Hemşire Forması

Hamile Hemşire Formaları

Uzun Kollu Hemşire Formaları

Uzun Kollu Hemşire Forması

Uzun Kollu Hemşire Forması Modelleri

3. Belirsiz enflasyon veya sürünen enflasyon durumunun özelliği, fiyat yükselişlerinin yavaş bir tempo izlemesidir. Belirsiz enflasyonda, para kıymetinin bir yıldan diğerine kaydettiği düşüklüğü çok defa faiz haddi telafi edilebilir.
Enflasyonlar, iktisadi faaliyetin akışını başlıca üç yönden etkiler:
1. Gelirlerin dağılışı haksız bir değişikliğe uğrar. Halktan bir kısmının geliri, enflasyon hızından fazla ve bir kısmının geliri enflasyon hızından yavaş artar. Zengini daha varlıklı ve fakiri daha yoksul yapan bir durum hasıl olur. Satın alma gücündeki haksız değişiklikler, sosyal huzursuzluklara yol açar.
Spekülasyon kazançlarının alın teri kazancından çok daha verimli gözükmesi, aydınların psikolojisi üzerinde olumsuz etki yapar.
2. Enflasyonun prodüktivite ve kalite üzerinde zararlı tesirleri vardır. İş bulma kolaylığı ve kazançların rahatlığı, işçileri ve satıcıları kayıtsız ve müstağni davranışlara sevk eder. Kolay kazanan ve pervasız harcayan bir zümrenin türemesi, her türlü malı piyasaya sürmek fırsatını temin eder.
3. Enflasyon, dış ödemeler dengesini de sarsar. Sermayeler para kıymetinin emin ve para kirasının yüksek olduğu bölgelere açık veya gizli yollardan göç eder. Enflasyon hızı diğer ülkelerden fazla ise, ihracatın tıkandığı ve ithal mallarına rağbetin arttığı görülür. Turizm gelirinin gelişme temposu yavaşlar ve vatandaların dış seyahatlerdeki harcamaları çoğalır. 4. Enflasyon devrelerinde, sosyal gerginlikler şiddetlenir.
Enflasyonun sosyal etkileri
Enflasyon, servet ve gelir dağılımını değiştirici bir olaydır. Enflasyonda, haklı sebep olmaksızın refah ve varlık, bir sosyal tabakadan diğerine geçmektedir. Enflasyonun refahtan insanların aldıkları payı değiştirmesi, sosyal bünyede tepkilere yol açmaktadır. Enflasyon hızı, servet ve gelirlerin kayma yönü üzerinde etkili olmaktadır. Aşırı ve hızlı enflasyonlarda zekalarını ve pratik bilgilerini borsa taklitlerindeki ustalıklarıyla birleştirebilen spekülatörler, hayret uyandırabilecek büyüklükte menfaatler elde etmektedirler. Creeping (sürünen) enflasyonlar, sınai
müteşebbisleri meydana getirmektedir. Emisyonun hissedilir artışlar gösterdiği kronik enflasyonlarda, ticari aracılar ve müstehlike (tüketiciye) doğrudan doğruya mal ve hizmet arzedenler, avantajlı bir ortamdan faydalanmaktadırlar. Faiz hasılatıyle ve diğer basit karakterli gelirle yaşayanlar enflasyonların dilsiz kurbanlarıdır. Enflasyon şuurunun uyanmadığı ortamlarda, ücretler fiyatlara gecikerek intibak etmektedir. Sendikaların kuvveti ve bunaltıcı baskı yaptıkları devrelerde ise, ücretler fiyatların önüne geçmekte ve enflasyonist baskıya öncülük etmektedir.
Enflasyon temposunun hızlandırılması, spekülatif kazançları hızlandırdığı için sahne sanatkarlarına ve eğlence sanayiine kazançlı olmaktadır. Enflasyon nakdi sermayeyi tahrib etmektedir. Ancak bankalar, mevduat hacminin şişmesi dolayısıyla, nominal değer eksilişlerini fazlasıyla telafi edebilmektedir. Enflasyon devrelerinde, milli karakter temellerinden sarsılmaktadır. Manevi ve ahlaki değerler küçümsenmektedir. kumar iptilası yayılmaktadır. Keyif verici maddeler tüketimi artmaktadır. gıda şartları bozulmakta ve genel sağlık durumu sarsılmaktadır. Yolsuzluklar çoğalmaktadır. Memurların rüşvet aldıklarına dair söylentiler fazlalaşmaktadır. Polis vak’aları, trafik kazaları ve boşanmalar yoğunlaşmaktadır.
Uzun süreli kronik enflasyonlar, öğretmenlerin sosyal statülerini ve geçim şartlarını geriletmektedir. Böylece yeni neslin kültür seviyesi düşmekte ve gençler dejenere akımlara kolaylıkla sürüklenmektedir. Dejenere çocukların oranı, enflasyondan iktisaden yararlanmış ailelerde daha yüksek olmaktadır. Einaudi ve Spitzmüller gibi iktisatçılar enflasyonun topluma bozgunla sonuçlanmış bir savaştan daha pahalıya mal olduğunu söylemişlerdir.
Aşırı enflasyon (Hyperinflation)

Hemşire Forması

Bayan Hemşire Forması

Biyeli Hemşire Formaları

Biyeli Hemşire Forması

Biyeli Hemşire Forması Modelleri

Bu durumda para değeri baş döndürücü hızla düşer. 1920 Almanya, 1921 Avusturya, 1921 Rusya, 1922 Macaristan, 1922 Polonya, 1943 Yunanistan, 1945 Macaristan enflasyonları bu husustaki en aşırı örnekleri teşkil eder. Daha yakın yıllarda çeşitli ülkelerde, özellikle Güney Amerika’da rastlanan enflasyonlar, bu örneklerin boyutlarına ulaşmasalar dahi, enflasyonu ılımlı ölçüde tutabilmenin ne kadar güç olduğunu ve fiyat artışları vetiresinin nasıl kolayca dejenere olacağını göstermek bakımından ibret vericidir.
Büyük Alman enflasyonunda para değerinin düşme hızına tanınmış istatistikçi Ernst Wegemann şu örneği vermiştir: "Bir milyon markı olan bir şahıs, 1920’de fabrika alabilirdi. 1921’de aynı para bir köşk almaya yetiyordu. Bir milyon, 1922’de bir otomobil fiyatı idi. 1923’ün ilk yarısında bir milyona ancak bir kat elbise diktirebilirdi. 1923’ün ikinci yarısında ise, bir milyon mark sadece bir tomar basılı kağıt olmaktan başka bir değer taşımıyordu."
Aşırı enflasyonlar, daima parasal karakterlidir. Para kıymetinin düşmesi banknot ve kredi hacmindeki kontrolsuz ve sınırsız şişmeden ileri gelir. Bu tip enflasyonlar, para değerinin kısa sürede sıfıra yaklaşmasıyla veya inmesiyle sonuçlanabilir. Para aşırı enflasyonlarda, kıymet ölçüsü ve tasarruf aleti olmak niteliğini kaybeder, banknotların mübadele aracı olarak gördükleri hizmet de, ciddi suratte aksar. Alış veriş, trampa usulü ile yapılmaya başlar. Mukavelelerde altın kayda konulması, yaygın tatbikat halini alır. Çeşitli kurumlar yardımcı paralar çıkartmaya koyulurlar. Büyük Alman enflasyonunda çıkartılan yardımcı paraların sayısı iki bini aşmıştır.
Aşırı enflasyonlarda, para önünden kaçış denilen olayla kaşılaşılır. Reel kıymetlere talep hücum derecesini bulur. Fiyat endeksleri, astronomik rakamlara erişir. Nakdi tasarrufun değeri sıfıra inmeye yüz tutar. Marjinal tüketim eğilimi azami derecesine yaklaşır ve erişir. İhracat tıkanır. Servet ve gelirlerin bölünüşü değişir. Süratli servet yapan ve enflasyon zenginleri denilen bir tabaka belirir. Gelirlerin büyük kısmı, sayılı ellerde toplanır.
Müşahedeler, aşırı enflasyonlarda siyasi ve sosyal huzursuzlukların arttığını ve ortalıkta bir spekülasyon hummasının hüküm sürdüğünü ortaya koymaktadır. Aşırı enflasyonun sosyal bünyede yaptığı tahribat büyüktür. Ahlak seviyesi sarsılır. aile bağları gevşer. Boşanma ve suç istatistikleri yükselir. Sosyal değer yargıları an’anevi ölçülerden ayrılır. Siyasi huzursuzluklar şiddetlenir. Aşırı cereyanlar kuvvet kazanır. Büyük Alman enflasyonunu inceleyerek iktisat ilmine önemli katkılarda bulunan ilim adamları arasında bilhassa Constantino, Bresciani, Turroni ve Albert Aftalion zikredilebilir.
Alman enflasyonu
1919-1923 arasında Almanya’da para değerinin şiddetli iktisadi ve sosyal sarsıntılar doğurarak aklın almayacağı surette düşmesi olayıdır. Almanya Birinci Dünya Savaşı masraflarının bir kısmını, çıkardığı hazine bonolarına karşılık Reichsbank’tan aldığı kredilerle finanse etmişti. Bu finansman usulü 1914-18 arasında tedavüldeki banknot miktarının ve fiyatların artmasına yol açmıştı. Harpten sonra Almanya’nın ödemeye mecbur kaldığı muazzam harp tazminatı ve yenilgiyle ilgili diğer çeşitli masraflar yine kısmen Reichsbank’a başvurulmak suretiyle karşılanmıştı.
Dolayısıyla tedavüldeki kağıt paranın ve fiyatların artışı hızlanarak devam etmişti. Bir müddet sonra da, bu hareket kendiliğinden şiddetlenmeye başlamıştı. Gerçekten bir yandan vergi hasılatı, fiyat yükselişleri, dolayısıyla kabaran devlet masraflarının gittikçe gerisinde kalmış ve bundan tedavülü yeniden genişletmek lüzumu doğmuştu. Öte yandan fiyatların günden güne (hatta sonraları saatten saate) yükselmesi karşısında mark’a güvenini tamamıyla kaybeden halk, elindeki parayı derhal mala çevirmeğe bakmış ve böylece paranın tedavül sürati durmadan artmıştır. Ruhr havzasının 1923 başında Fransız ordusu tarafından işgalinden sonra hareket başdöndürücü bir hız kazanmıştı.
Harpten evvel 4.2 mark olan dolar, 30 Kasım 1923’de 4.2 trilyona çıkmıştı. Enflasyon, başlangıçta üretimin artmasına engel olmamıştı. Fakat hızlandırıcı, mütedavil sermayeleri eritmek, gelecek için herhangi bir hesap yapma imkanını ortadan kaldırmak ve kredi mal teminini güçleştirmek suretiyle istihsali aksatmıştı. Üretim endeksi (1913= 100) 1921’de 77, 1922’de 86’ya çıkmışken, 1923’te 54’te düşmüştür. Ayrıca bütün borçluların (bu arada en büyük borçlu olan devletin) borçları fiilen silinmişti. Buna karşılık alacakların, marka yatırılmış olan paraların, bütün tasarrufların değeri sıfıra inmişti.
Bu sonuncu olay da orta sınıfları kökünden sarsmıştı. Tasarruf eğilimini zayıflatmak, israf ve spekülasyon eğilimlerini kuvvetlendirmek suretiyle Alman enflasyonunun pek kötü ahlaki etkileri de olmuştur. 1923 sonunda Rentenbank adlı bir banka kurulmuş ve buna, bütün Alman taşınmaz malları üzerinde tesis edilecek ipotek, ticari ve sınai müesseselerin altınla ödenecek tahvilatı karşılığında, Rentenmark adlı değeri 1 trilyon kağıt mark olarak tespit edilen yeni bir para çıkarmak yetkisi verilmiştir.
Reichsbank’ın hükümete ve iş alemine vereceği krediler sıkı bir surette sınırlandırıldığından, Rentenmark tedricen halkın güvenini kazanmış ve para yeniden istikrara kavuşmuştur. Bir müdet sonra Rentenbank tedavülden kaldırılmıştır. Banknot ihraç hakkı çeşitli kayıtlar altında, tekrar Reichsbank’a verilmiştir. Rentenmark’ın yerini yine Reichsmark almıştır. Alman enflasyonunun nasıl bu derece şumullenebildiği çok münakaşa edilen bir meseledir. Alman hükümetinin, borçlarından kurtulmak ve harp tazminatını ödeyemeyeceğini ortaya koymak amacıyla, enflasyonu bilerek frenlemediğini iddia edenler vardır.
Enflasyon ne demek? (Ekonomi)
(Inflation) Önemli bir ekonomik istikrarsızlık şekli. Fiyatlar genel düzeyinin sürekli biçimde ve önemli oranlarda artması ve dolayısıyla paranın satmalma gücünü yitirmesi şeklinde tanımlanabilir. Enflasyon, nedenlerine göre genellikle maliyet enflasyonu ve talep enflasyonu diye ikiye ayrılır. Birinci yaklaşım enflasyonu üretim maliyetlerindeki yükselmelerle açıklamaya çalışır. Örneğin bir ham madde fiyatındaki artış maliyetleri, maliyetlerdeki artış da fiyatları yükseltir. Diğer yandan fiyatlardaki yükselme işçilerin reel gelirini düşürerek ücretlerin artırılmasına yol açar, yüksek ücretler de yeniden maliyetleri ve fiyatları yukarı doğru iter.
Böylece bu yaklaşıma göre, maliyet faktörlerinden birisinin fiyatındaki yükselme bir ücret - fiyat çekişmesine, dolayısıyla da enflasyona yol açar. i kinci yaklaşımda ise ekonominin tam çalışma düzeyinde veya ona yakın bir durumda bulunduğu sırada toplam talebin mal ve hizmet arzını aşacak biçimde genişlemesi üzerinde durulur. Ekonomide atıl kapasite bulunduğu bir durumda (Bkz. Eksik İstihdam) toplam harcamalar artırılırsa reel üretim artar ve ekonomi tam çalışma düzeyine doğru gelişir. Ancak tam çalışma düzeyinden sonraki talep genişlemesi reel üretimi değil milli gelirin parasal ifadesini yani fiyatlar genel düzeyini artırır.
Bu açıklamalar Keynes’in Milli Gelir Modeline dayanmaktadır. Bununla birlikte, az gelişmiş ülkelerdeki, üretim artışını engelleyen çeşitli darboğazlar dolayısıyla (döviz yetersizlikleri, teknik eleman yoklukları, sermaye kıtlığı, v.s. gibi) ekonomi, eksik istihdam içinde bulunduğu sırada da talep artışları reel üretimi değil, fiyatlar genel seviyesini artırabilir. Birçok ülkede talep artışı doğuran nedenler arasında, geniş kamu harcamalarına girişilmesi ve vergi gelirlerinin sınırlı olması dolayısıyla bu harcamaların merkez bankasının karşılıksız para basması (Bkz. Emisyon) veya iç borçlanma ile finanse edilmesi önemli bir yer tutar.
Ülkemizde de bütçe Açıklan enflasyonun başlıca nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Enflasyon ekonomik bakımdan olduğu kadar sosyal ve siyasal etkileri bakımından da arzulanmayan bir olaydır. Paranın reel değerini düşürerek tasarrufları caydırır, harcamaları özendirir ve paradan kaçış olayına neden olur. Verimli yatırımların yapılmasını da engeller. Üretim çeşitli darboğazlarla karşı karşıya olduğu için iş adamları, verimli alanlara değil, gayrimenkul, altın, döviz gibi alanlara yatırımı daha karlı ve kolay bulurlar. Enflasyonun doğurduğu yüksek talep ithalatı artırırken ihracatı caydırır, dolayısıyla dış açıkları büyültücü etki yapar.
Enflasyon gelir dağılımındaki dengesizlikleri büsbütün artırır. Belirli sınıflar, sattıkları veya ürettikleri malların fiyatlarında sürekli ayarlamalar yaparak enflasyonun olumsuz etkilerinden korunmaya veya bundan yarar sağlamaya çalışırlar. Oysa maaşlılar, ücretliler, emekli, dul ve yetim aylığı alanlar gibi sabit gelirliler, maaşlarında her zaman ayarlama yapmak olanağına sahip olmadıkları için, enflasyondan büyük reel gelir kayıplarına uğrarlar. Enflasyonu önlemek için toplam talebi kısmaya yönelik daraltıcı para politikası vemaliye politikası yanında üretimi artırmaya, maliyetlerdeki artışları önlemeye yönelik politikalar izlemek gerekir.

Bu arada döviz arzının bollaşması, ithal malı ara malları, ham madde ve zaruri gıda maddeleri arzını artırarak iç fiyat artışlarını engelleyici etkide bulunur. Bu konuda devletin, giderlerini emisyon yoluyla değil, vergi gelirlerini artırarak karşılamaya çalışması ve açık bütçeden kaçınılması da büyük önem taşır. Kuşkusuz burada söz konusu olan şiddetli fiyat artışlarıdır. Yoksa her ekonominin kendi koşullarına göre değişebilen makul düzeylerdeki enflasyon oranlarının ekonomiyi canlandırıcı etkilerde bulunacağı genellikle kabul edilmektedir (Bkz. Keynes Ekonomisi, Enflasyonist Açık, Stagflasyon).
Sözlükte "enflasyon" ne demek?
1. Dolanımdaki para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesinden ortaya çıkan ve fiyatların toptan yükselişi, para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik parasal süreç, paraşişkinliği.
2. Pahalılık, hayat pahalılığı.
3. Gereğinden fazla artış, şişkinlik.
Cümle içinde kullanımı
Esnaf, enflasyonun acısını fiyatları insafsızca artırarak çıkarıyor.
- H. Taner
Enflasyon kelimesinin ingilizcesi
adj. inflationary
n. inflation
Köken: Fransızca

Doğum Günü Hikayesi

Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı:

“Biraz bekleyeceksin ağabeyciğim. İki üç dakikaya kadar çıkarıyorum,” dedi.

Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu.

Selam verdikten sonra, fırıncının tezgâhına yaklaşarak:

“Ekmeklerimi alayım! Benim ikizler acıkmıştır,” dedi.

Fırıncı, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgâhın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden 4-5 tane çıkardı.

Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgâhın yanma iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış, taş gibi olmuştu. Fırıncıya sordum:

“Neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak dedin ya!”

“Bayat ekmekleri kendisi istiyor. Çok fakir bir adam. Ona bayat ekmekleri yarı fiyatına veriyorum.”

“Kim bu adam?”
haber  hemşire forması  sağlık personel hemşire terligi  meb personeli  öğretmen önlüğü  medi haber  doktor önlüğü  kpss sabo terlik 

“Kendisi Kore gazilerinden. Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok az bir maaşı var.”

Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum. Fırıncıya yavaşça dedim ki:

“Aradaki farkı ben vereyim. Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.”

Fırıncı, teklifimi kabul etti. Biraz sonra da fırından yeni çıkan taze ekmekleri adamın torbasına doldururken, şekli bozuk, bayat ekmekleri de tezgâhın altına koyarken ihtiyara takıldı:

EBA  E OKUL  

“Bugün çok şanslısın amca. Çocuklar için sana pasta gibi ekmek vereceğim.”

Yaşlı adam, bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırarak kapıdan çıkarken bana döndü ve dedi ki:

“Allah, senden razı olsun evladım. Bugün onların doğum günüydü…”

 Alıntı

24 Eylül 2016 Cumartesi

657'de Büyük değişiklik

Kamudaki FETÖ üyelerini temizlemek için 657 sayılı Memurlar Yasası’na neşter vuruluyor. İmtiyazlı grupların kökünün kazınacağını söyleyen Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Hain cezasını çekecek, mağdurun hukuku korunacak” dedi

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) operasyonu kapsamında 100 binin üzerinde kamu çalışanı açığa alınırken, hükümet bu yapıyı besleyen, 657 sayılı Memurlar Yasası'na neşter vurmaya hazırlanıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Kamuda nasıl bir statü olacağı Anayasa ile tarif edilecek. Millete bedel ödeten bir sistemi ortadan kaldıracağız. Kamuda imtiyazlı, dokunulmaz grup kalmayacak. Demokraside millete dokunulmaz, sistematik imtiyazlar bitecek" dedi. FETÖ ile mücadeleye yeni kriterler geleceğini, mağdur olduğunu söyleyenlerin hukukunun da korunacağını anlatan Müezzinoğlu, SABAH'a yaptığı açıklamada şu mesajları verdi:

YOL HARİTASI HAZIR: Nasıl bir kamu çalışanı statüsü olacağı konusunda üç alternatif içeren bir yol haritası hazırlandı. Millete bedel ödetecek dokunulmaz bir sistem olmamalı. Burada dokunulmaz ve imtiyazlı bir yapı var. Demokrasi diyorsan dokunulmaz, imtiyazlı tek varlık millettir. Bir de sistematik imtiyazdan söz ediyoruz. O pozisyonun imtiyazı olur. 20 yıl sonra kimin nereye geleceğinin belli olduğu sistemde niye darbe planlamasın ki.

MAĞDURUN HUKUKU: FETÖ ile mücadelede iki ayda gösterdiğimiz teyakkuz halini 'mağdurum' diyenlere karşı önümüzdeki iki ay içinde göstermeliyiz. Mağdurun hukuku da korunacak. Bunun içinde 'ByLock' mu, himmet paralarının aklanması mı var? Hiçbiri olmadığı halde biz herhangi bir dernekle ilgili kanaatle karar verdiysek yeniden değerlendireceğiz. Hain olmayana sahip çıkacağız. Hain olan da cezasını çekecek.

HER YERDEN TEMİZLENECEK: FETÖ hamallık olarak nitelendirilen hiçbir yerde olmadı. AK Parti'de siyaset yapmak hamallık. Partimizde 3 milyona yakın sıfat taşıyan görevli var. Bu görevlere talip olmadılar. Çünkü angarya olarak gördüler. Partimizde 4 belediye başkanı ihraç edildi.

KAMUOYUNA AÇIKLANACAK

İLAVE KRİTERLER: FETÖ ile mücadele kapsamında ilave kriterler koyduk. Son şeklini alınca kamuoyuna açıklayacağız. Elimizde üyelik, sosyal medya hesapları ve tespit edilmiş konuşmaları içeren birçok veri var. Bunun dışında (FETÖ üyeliğini) destekleyici verilerle ilgili başlıklarımız da olacak.

PKK'LILAR DA AYIKLANACAK: PKK terör örgütüyle ilgili çalışmamızı da önümüzdeki bir hafta içerisinde sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Düşün bu kişi devletin imkânlarını PKK terör örgütüne kanalize ediyor. Devletin kadrosunda ama Twitter hesabına bakıyorsun PKK'nın mücadelesini destekliyor. Bunu herhangi bir sendikamızın normal karşılamaya hakkı yok. Bu duruşa hak vermeyiz, doğru da bulmayız.

KIDEMDE ADALET VE HAKKANİYET ÖNEMLİ KRİTER

KIDEM MESAİSİ: Kıdemde adaletin, sürdürülebilirliğin olduğu bir çerçeveyi henüz oluşturamadık. Önümüzdeki hafta taraflarla görüşeceğiz. Kıdem tazminatı düzenlemesi hakkaniyetli, adaletli ve sürdürülebilir olmalı.

EMEKLİYE PROMOSYON: Konunun karara bağlanması Başbakanımızın bankalara vereceği talimata bağlı. Bankalar bu düzeyde bir sonuca yetkileri çerçevesinde imza atmayı kabul etmiyor. Bu konuda Ziraat Bankası'yla görüşmelerimiz sürüyor.

TAŞERONA KADRO: Kamu personeli reformu bütün olarak ele alınmalı. Sistemin çok farklı alanlarıyla ilgili sıkıntılar bulunuyor. Hükümetin bakış açısına göre yol haritamızı belirleyeceğiz.

'ASGARİ ÜCRETTE KESİNLİKLEMAĞDURİYET OLMAYACAK'

Hiçbir asgari ücretlinin bin 300 liranın altında maaş almayacağını yineleyen Bakan Müezzinoğlu, "Sözümüz söz. Aylık 1 milyarlık farkı devlet karşılayacak" dedi. 66 aylığa kadar çocuğun yanında yarım zamanlı olarak ebeveynlerden biri olması gerektiğini belirten Müezzinoğlu, bu konudaki yönetmeliğin önümüzdeki günlerde yayımlanacağı bilgisini verdi.

KARTTA KAMUOYU TALEBİ VARDI

1 MİLYON GENCE İŞ: Her yıl bir milyon 250 bin genç iş piyasasına giriyor. Yani her yıl bir milyon kişiye istihdam yaratılması gerekiyor. Yeni alanlar açmak, girişimciliği desteklemek için arazi çalışması yapacağız. Ulusal istihdam stratejisini güncelleyeceğiz.

KREDİ KARTINA TAKSİT: Kamuoyunun talebi vardı. Kredi kartı düzenlemeleri kararı ekonomik dinamiklerin sisteme pozitif katkı sağlaması adına alındı. Biz de yerli üretim alanlarının teşvik ve değerlendirmesini gündeme aldık. Ekonomik dinamiklerin sisteme pozitif etkisiyle bu kararlar alındı.

785 İHRAÇ: FETÖ soruşturması kapsamında Çalışma Bakanlığı'ndan ihraç edilen personel sayısı 785, soruşturulan 319, göreve iade edilen de 383 kişi.kaynak:sgkrehberi

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri